30 Mart 2012 Cuma

MUTLULUĞUN REÇETESİ

Bana sorarsanız mutluluk için bugüne kadar yazılmış en iyi reçete budur! Bu reçeteyi mutlaka bir kenara not edin. Kesip saklayın. Mümkünse eşe, dosta, sevgiliye, arkadaşa fakslayın. E-postalar, cep mesajlar ile yollayın! Daha da önemlisi mutlaka uygulayın...

İŞTE REÇETENİZ:

* Doyum sağlayacak kadar bir amaç

* Geçinebilecek kadar bir iş

* Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik

* İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl

* Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat

* Kendini sevecek kadar özsaygı

* Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu

* Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret

* Sorunları çözecek kadar yaratıcılık

* Her an gülecek kadar mizah duygusu

* İyi bir yarını bekleyecek kadar umut

* Hayatı bütün değerleri ile yaşayacak kadar bir sağlık

* Sahip oldukların için şükran duygusu


SON İLAÇ ÇOK ÖNEMLİ

Siz bu reçetedeki 13 ilaçtan hangisini beğendiniz bilmiyorum ama benim favorim sonuncu: "Sahip olduğunuz şeyler için şükran duymak".

"şükran duygusu" her eczanede bulabileceğiniz ucuz, etkili ve güçlü bir moleküldür. En az bin yıldır güvenle kullanılıyor. Her seferinde de yüzde yüz sonuç veriyor.

Sahip olduğunuz her şeyi kaybettiğinizi, sonra da bulduğunuzu düşünün. Nasıl da mutlu olurdunuz. Sahip olduğunuz şeylerin, sağlığınızın, eşinizin, çocuklarınızın, arkadaşlarınızın ve dostlarınızın değerini bilmek... Kendinize, bilginizi, yeteneklerinizi ve kendinizi sevme fırsatını vermek... Mutluluğun peşine düşmek yerine, biraz da onun sizi bulmasını beklemek, kısacası bulduğunuz ve olduğunuzla yetinmek bu ilacın en önemli faydalarıdır.

Reçetenin etkinliği artırmanın diğer yollarını ise Mark Twain yazmış: "Palamarı fırlatıp at. Güvenli limanlardan uzaklaş. Bırak alize yelkenleri şişirsin. Araştır, düşle ve keşfet".

Sahip olduklarınıza şükrettikçe, keşfetme yeteneğinizin iyice artacağından kuşku duymayın.


Yazan : Prof. Dr. Osman Müftüoğlu

15 Mart 2012 Perşembe

güzel fon müziği..

"önce kendine inanınca,
dostlar yanında olunca,
kim tutar seni, kim tutar?
ing bank, gücüne güç katar!
gerçek dost senin gücüne güç katar!
ing bank, gücüne güç katar!

bir de tek vücut olunca,
hep birlikte inanınca,
yer yerinden oynar,
yer yerinden oynar,
ing bank, gücüne güç katar!"

Amacım reklam yapmak değil ama sözleri, tınısı çok güzel ve bugün sürekli dilimde... Müşteri hizmetlerini beklerken ezberledim herhalde:))

8 Mart 2012 Perşembe

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...


KADIN

Kimi der ki kadın
uzun kış gecelerinde yatmak içindir.

Kimi der ki kadın
yeşil bir harman yerinde
dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.

Kimi der ki ayalimdir.
boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi der ki hamur yoğuran

Kimi der ki çocuk doğuran

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım bacaklarım başım
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim
hayat arkadaşımdır.

Nazım Hikmet RAN


Dünya kadınlar günümüzü yürekten kutluyorum arkadaşlar...

Ama biz hergün kıymeti bilinesi varlıklarız;

Arkadaşımın da blog sayfasında paylaştığı gibi “Bir gün değil her gün varız!”

15 Şubat 2012 Çarşamba

1TANEM:))

Sevgiyle, sağlıkla, mutlulukla dolu nice 14 Şubat'lara...

9 Şubat 2012 Perşembe

İçerde neler oluyor?

"Gebeliğin ilk 15 günü birtakım ilaçlar ve çevre faktörlerinden oldukça fazla etkilenir. Bebek bu faktörlerden zarar görmüşse %99,9 düşük olur. Böylece sakat veya yaşayamayacak bebek doğmamış olur. Bilhassa bu dönemde dikkat edilecek konular şunlardır:

Alkol ve ilaç kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır.

Döküntülü hastalık geçiren çocuklara yaklaşılmamalıdır.

Röntgen filmi çektirilmemelidir.

3. hafta:

Beyin, omurilik ve kalp gelişimi başlar.

Mide, barsak sisteminin gelişimi başlar.

4.ve 5. hafta:

Omurga ve diğer kemik dokularının gelişimi

Kalbin düzgün ritimle atmaya başlaması

Ana damarlardan kan akımının başlaması

Göz ve kulak yapılarının gelişiminin başlaması

Bazı kafa sinirlerinin görünür hale gelmesi ve beynin farklı alanlara gelişimi

Kol ve bacak çıkımlarının görünür hale gelmesi

6.hafta

Akcigerlerin gelişime başlaması

Beynin gelişiminin devamı

Kol ve bacakların uzaması

El ve ayakların görünür hale gelmesi

El ve ayaklardan parmak çıkımlarının oluşması

7. hafta

Meme uçları ve kıl foliküllerinin oluşması

Dirsek ve baş parmakların görünür hale gelmesi

Bütün ana organların oluşmaya başlaması

8.hafta

İnce bağırsakların dönmesi

Yüz gelişimi

Göz kapaklarının gelişimi

Kulakların dış görünümünün son halini alması. 8. haftanın sona ermesi

Emnriyonik periodun bitmesi' ve 'Fetal periodun' başlaması anlamına gelir.

9-12.hafta arası

Bebek 8 cm uzunluğa erişir.

Baş fetus boyunun yarısı kadardır.

Yüz iyice belirginleşmiştir.

Göz kapakları kapanır

Diş kökleri oluşmaya başlar

Uzuvlar uzamış ve incelmiştir

Parmak hareketleri başlar

Genital organlar ayırtedilebilir.

Karaciğerde kan hücreleri (kırmızı) oluşur.

13-16.hafta arası

Bebek 15 cm boyundadır.

Başta saç kılı oluşmuştur.

Cilt henüz ince ve transparandır.

Kas ve kemık dokusu oluşmaya devam ,kemikler serttir.

Fetus aktif hareketlere başlar.

Ağızla emme hareketleri başlar

Bağırsaklarda mekanyum (dışkı) oluşur.

Karaciger ve pankreas salgılarına başlar.

20. hafta

Bebek 20 cm boyundadır.

Lanuge denilen kıllar bütün vücudu kaplar

Kirpikler oluşur

Tırnaklar oluşur

İleryeyen kas gelişimiyle fetus daha aktiftir

Anne fetal hareketleri hissetmeye başlar

Steteskop yardımıyla kalp atışları duyulmaya başlar.

24. hafta

Bebek 28 cm boyundadır

Göz kapakları ve kirpikler tam olarak oluşmuştur

Gözün bütün bölümleri oluşmuştur

Parmak izleri oluşmaya başlar

Alveol denilen akcigerin alt birimleri oluşmaya başlar.

25-28.hafta

Bebek 32 cm boyundadır

Hızlı beyin gelişimi devam etmektedir.

Sinir sistemi bazı vücut fonksiyonlarını kontrol etmeye yetecek kadar gelişmitir.

Göz kapakları açılır ve kapanır

Solunum sistemi henüz tam olgunlaşmamış olsada gaz degişimi sağlayacak kadar gelişmiştir.

Bu safhada doğan bir bebek yüksek risklere rağmen yaşayabilir.

29-32.hafta

Bebek 38-43 cm boyundadır.

Vücut yağ oranında hızlı artış vardır.

Akciğer olgunlaşması henüz tamamlanmasa da ritmik solunum hareketleri başlar.

Kemiksel gelişim tamamlanmıştır. Fakat hala yumuşak ve kırılgandır.

Bebek demir, kalsiyum ve fosfor depolaması başlar.

36.hafta

Bebek 41-45 cm boyundadır.

Kıl tabakası kaybolmaya başlar.

Vücut yağ oranındaki artış devam eder.

36. haftalık doğan bir bebek yüksek oranda yaşama şansına sahiptir.

37-40 hafta

Bebek 50 cm boyundadır.

Tırnaklar büyümeye devam eder.

Her iki cinste göğüslerde tomurcuklanma oluşmuştur.

Saçlar kalınlaşmıştır."

13 Ocak 2012 Cuma

SİHİRLİ SÖZCÜKLERLE, SİHİRLİ YAKLAŞIMLAR…

Bir çocuk “Ben ….. ( güçlüyüm, tembelim, başarılıyım, çok akıllıyım, komiğim, hayvanlarla iyi geçinirim, cesurum ve bunun gibi ) demeden çok önce , anne ve babasının, öğretmeninin , kardeşlerinin ve onun için önemli olan diğer insanların “ Sen …. güçlüsün , tembelsin, başarılısın vs. ) cümlelerini defalarca duyar. Çocuklar kim oldukları hakkında önceden oluşturulmuş fikirlerle doğmazlar , bunları büyüme sürecinde diğer insanlardan öğrenirler. Kendi duyarlılığı ve yargılamasını geliştirirken kendini betimlemek için kendi sözcüklerini bulurlar. Şüphesiz kendi sözcüklerini bulurlarken daha önce duyduğu sözcüklerden etkileneceklerdir.

Sonunda çocuğun davranışı hakkında sonuçlara varmaları onların etiketlenmelerine sebep olacaktır. Dilimizde sıfat diye tanımladığımız sözcükler, kişi hakkında olumlu veya olumsuz yargıları da ifade edecektir. Örneğin ; bir çocuğa “ kibar “ demek bir betimleme değil, övgü olacaktır. “ Kaba “ demek onu betimlemek değil kınamak olacaktır. Birinin “ çirkin “ olduğunu söylemek ise onun özelliğinden çok kendi duygularımızın betimlemesi olacaktır. O halde kullandığımız sözcükler sadece algıladıklarımızı değil, algıladıklarımız hakkındaki duygularımızı da ifade eder.

Anne ve babalarımız bizi doğru şekilde, sevgi ile etiketlemişler ise bu etiketler bize kim olduğumuzu , benlik saygımızı ve kendimiz hakkındaki gerçekliğimizi arttıracak şekilde öğretmişlerdir. Eğer ebeveyn çocuklarından ( onlarla hiç ilgisi olmayan ) haksız beklentiler içinde olursa , çocuk kim olduğu konusunda gerçekçi değerlendirmeyi hiçbir zaman yapamaz. Bebeklik döneminden yetişkinlik dönemine kadar anne ve babaya bağımlı olan çocuk , onların yargılarını hiç sorgulanmadan kendi gerçekleri haline dönüştürür.

Pek çok aile çocuğu övmenin onu şımartacağı veya onun kibirli olmasına yol açacağını düşünmüştür. Eleştiriler yüksek sesle bağırılarak ya da sinirle söylenirken, övgüler sıradan bir ses tonuyla söylenmektedir. Açıkçası ne söylendiğinden çok nasıl söylendiği çok önemlidir. Çocuğun davranışını mı , kimliğini mi eleştiriyorsunuz? “ başarısızsın” sözcüğü yerine “ matematik dersine çalışma yöntemin başarısız “ deseniz, “ ne kadar da bencil bir çocuksun “ demek yerine ; “ kardeşinle bilgisayarı paylaşmaman bencilce bir davranış “ deseniz nasıl olur? Böylece karşınızdakinin kişiliğini değil, sadece davranışını eleştirmiş olursunuz.

Büyüyen çocuklarınca reddedilmekten korkan anne ve babalar ,kendi çocukluklarındaki defektlerinin, kendi algılarındaki sevilmezliklerinin fark edilmemesi için belki de çocuklarını negatif etiketliyorlardır. Her ne kadar William Hazlitt “ Sonsuza kadar kalan tek şey sözlerdir “ demişse de kendi yaşamlarımız bakımından hiçbir sözün değişmez olması gerekmez. Çocukken ne kadar güçlü olsalar da , anne ve babaların negatif sözleri son söz olarak kalmamalıdır.

O halde bu günden itibaren çocuklarınız başta olmak üzere çevrenizdeki herkese pozitif sihirli sözcükler söylemeye başlayabilirsiniz. Ardından aklınızda kalan tüm olumsuz etiketleri üzerinizden çıkarıp atabilir ve olumluları ile yer değiştirebilirsiniz, bakın benden size her sabah ayna karşısında söyleyebileceğiniz sihirli bir cümle;
“Ben güzelim( yakışıklıyım ) , ben özelim, ben çalışkan ve başarılıyım, ben kendimi seviyor ve seviliyorum , mutluluğu hak ediyorum….”

Tüm negatif etiketlerinizin sihirli sözcüklerle aydınlanması dileğiyle;

Dr.Obengül Ejder

Acıbadem Adana Hastanesi
Aile ve Evlilik Terapisti

http://www.doktorsensin.com

4 Ocak 2012 Çarşamba

Az önce gelen maili aynen paylaşıyorum; tamamını uygulayabilirsek süper:)

Cleveland, Ohio'lu 90 yaşındaki Regina Brett'in kaleminden:

1.Hayat haksızlıklarla dolu ama yine de güzel!!!
2.Şüphede kalma, ikinci bir adım daha at!
3 Hayat, nefrete harcayacak kadar uzun değil!
4.Hastalandığında sana işin değil, ailen, arkadaşların bakacak. Onlarla ilişkini koparma!
5.Her ay kredi kartlarını ödemeyi unutma.
6.Her tartışmayı kazanacaksın diye bir şey yok! . Fikir farklılıklarını kabul et!!!
7.Ağlayacaksan, bir başkası ile birlikte ağla! Tek başına ağlamaktan evladır…
8.Tanrıya kızmanda bir mahzur yok! O bunu kaldırabilir!!!
9.İlk maaşından başlamak üzere, emekliliğine para ayır…
10 Söz konusu çikolataysa, direnmenin anlamı kalmıyor…
11 Geçmişinle barış ki, bugününün içine etmesin!
12 Çocukların seni ağlarken görsün! Bundan kaçınma…
13 Hayatını başkaları ile mukayese etme, ötekilerin neler çektiğini bilmiyorsun!
14.Bir ilişki gizli olacaksa, sen içinde olmamalısın!
15.Göz kırpacak kadar bir zamanda herşey değişebilir. Ama merak etme, Tanrı asla göz kırpmaz!!!
16.Derin bir nefes al, kafanı sakinleştirir.
17.Güzel ve yararlı olmayan, seni mutlu etmeyen her şeyi çöpe at! Düşünce kalıpların da dahil!
18 Her ne yaşıyorsan, seni öldürmediği müddetçe, güçlü kılar.
19.Mutlu bir çocukluk geçirmek için geç kalmış değilsin de, bu sadece ve sadece sana bağlı!
20.Hayatta sevdiğin her ne ise, peşinden giderken asla "hayır" sözcüğünü cevap kabul etme.
21.Mumları yak, değerli yatak takımlarında uyu, kendine pahalı iç çamaşırları satın al. Bunlar için özel fırsatlar bekleme, bugün zaten özeldir!
22.Önce hazırlan, sonra da kendini akıntıya bırak.
23.Şimdiden egzantrik ol! Kırmızı giymek için yaşlanmayı bekleme.
24.En önemli sensin ve çok özelsin...
25.Mutluluğun için senden başka sorumlu yoktur!
26.Her yaşadığın felaketin ardından kendine şu soruyu sor: "Beş yıl sonra bunun benim için ne önemi olacak?
27.Daima yaşamı seç.
28.Herkesi, herşeyi affet.
29.Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez!
30.Zaman her imkana sahip... Zaman tanı!
31.Durum ne kadar iyi veya kötü olursa olsun, değişecektir…
32.Kendini fazla ciddiye alma, kimse almıyor ki zaten!
33.Mucizelere inan!!!
34.Tanrı, Tanrı olduğu için seni seviyor. Yoksa yaptıkların ya da yapmadıkların için değil!!!
35.Hayatı denetlemeyi bırak! Öne çık, kendi hayatını kendin yarat.
36.İki seçeneğin var "Erken ölmek" ya da "yaşlanmak"…
37.Çocuklarınızın, yaşayacak başka çocukluk dönemi yok!
38.Sonuçta gerçekten önemli olan sevmiş olmandır!!!
39.Her gün dışarı çık... Mucizeler her yerde seni bekler!
40.Dertlerimizi bir torbaya doldurup, milletinkilerle bir arada görsek, bizimkileri geri toplardık...
41.Kıskançlık zaman kaybıdır. Zaten ihtiyacınız olan herşeye sahipsiniz!!!
42.Her şeyin en iyisini daha yaşamadın!!!
43.Kendini nasıl hissedersen et, kalk, giyin ve dışarı çık!
44.Yol ver!
45.Hediye paketinde olmasa bile, hayat yine de bir hediyedir!!! "

BU MAİL'İ ALANLARIN % 93'ÜNÜN, KİMSEYE GÖNDERMEYECEĞİ HESAPLANMIŞTIR.
GÖNDERECEK OLAN % 7 İÇİNDEYSEN, NE MUTLU SANA.

Yaşamak direnmektir…!

2 Ocak 2012 Pazartesi

MUTLU, SAĞLIKLI NEŞE DOLU BİR YIL DİLERİM, SEVGİLERİMLE...

Her geçen yılın hayatımızdan bir şeyler alıp götürdüğü bir gerçek.

Ama yine de yeni bir yıl, yepyeni ümitlerle içimizde taze filizler yeşertmekte her yılbaşında.

Tüm sevdiklerimizin dileklerinin gerçekleştiği, yeni umutların yeşerdigi, ışıltıların bol olduğu güzel bir yıl olsun 2012.

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN...