7 Ocak 2010 Perşembe

Bakar mısınız ne güzel bir sofra?

Akşam yemekleri için hep pratik şeyler yapmak iyi oluyor da ertesi gün yine ne yemek yapıcam diye düşünüp durmak hiç de iyi olmuyor doğrusu... Yemek olmadığı akşamlarda klasik yoklamalar yapıyorum; "Hayatım bu akşam ne yiiiiceeeezzz, ne yapsak?" Amaç bazen dışarıda yemek veya beraber kahvaltılık hazırlayarak yemek yapma olayından kurtulmak:) Bazen işe yarıyor, çoğunlukla da iş başa düşüp döktürüyorum mutfakta ama bugün gene yemek yapmak istemediğim günlerden birindeyim. Hiç gidemediğim fakat gitmeyi çok istediğim Van'ın meşhur kahvaltı sofrasına benzeyen tatta bir kahvaltı sofrası hazırlamayı düşünüyorum; nasıl, harika değil mi? Kaymak, bal, tereyağ, tırnak pidesi de var bizim yöremizin kahvaltı sofrasına benzeyen... Bakalım, henüz pek sıcak bakılmıyor, illa da yemek deniyor ama dün akşam eve gelirken ıspanak arayıp durdum bulamadım pizza yapmaya saldırdım, bu akşam da bulamazsam kahvaltı soframız okeydir:) -Cuma akşamı veya hafta sonu ben nasıl olsa sevdiğimiz zor yemekleri sana yaparım merak etme- diyerek kandırabilirim diye düşünüyorum:))

Diğer günün konusu ise eşime öğlen telefonda -büyük konuşmuşum- diye hayıflanmamla ilgili; sene 2000'de iki büyük ilaç firmasının birleşmesinde yeni firmaya geçen ve 1 yıl çalışan biri olarak bana verilmiş bir şansı geri tepip, demirbaş takiplerini yapmam diyerek 4 yıllık emeğimi, mesailerimi heba edip, müdürlerimin "7-8 ay sonra herşey düzene girecek, sabret gitme" diyen ısrarlarını dinlemeyip istifa etmiştim. Yeni oluşumun getirdiği günler, geceler süren fazla çalışma saatlerinin üzerine bir de ekstra iş yükünü almak istemedim; insan ilişkilerinin karmaşıklığı da bunaltmış olacak ki, bu sıkıntılı sürece veda etmeyi tercih ettim. 1 yıllık yoğunluğa dayanmış olmam ve sorumlu olduğum her şeyi tertemiz bir şekilde yetiştirdiğim arkadaşa devretmem bile yeterliydi benim için o anda, daha fazla çabaya gücüm kalmamıştı, diğer şirketin yöneticisinin haksızlıklarına uğramaktan bıkmıştım artık... Yorulmuştum ve sözde biraz kafayı dinleyecek, ailemle bol bol vakit geçirecektim. Öyle de yaptım ama çok fazla dayanamadım; iş hayatıma kısa bir süre sonra geri döndüm. İlk şartım evime çok uzak olmasın, bir yakadan bir yakaya geçmek için sabahın köründe yollara dökülmeyeyimdi; şükür bunlar oldu ve önce yabancı bir şirketde daha sonrasında kurumsal iki büyük firmada çalıştım. Peki bugün bu saate kadar ne yapıyorum dersiniz? Görevim dışında çok istisnai bir iş:) Çalışma alanım analiz ve raporlama olmasına rağmen daha önce satılan, kullanım süresi bitip hurdaya ayrılan sabit kıymetlerin KDV'sinin ödenme zorunluluğu dolayısıyla 1997 yılından beri alınmış tüm demirbaş faturalarını tek tek excel’den Kdv'leriyle beraber kontrol ediyorum, sonra da listeliyorum. Detaylı bir takip olmasa da 12 yıl öteye gidiyorum, vaktinde -Ben yapmam!- deyip elimin tersiyle ittiğim fırsatları düşüne düşüne... Bugüne veya yarına özel bir çalışma olacak belki ama bana yaptığım yanlışı fazlasıyla hatırlattı sağolsun.

İnsanlar önyargılı davranıp verdikleri tek bir kararla işte böyle hayatını pozitif veya negatif adımlarla yönlendirebiliyorlar dedim içimden. Bu yüzden bir karar verirken ileri bir adım mı, geri bir adım mı atıyorum diye sorguluyorum uzun zamandır... Umarım bundan sonraki kararlarım hep isabetli olur ve hatırlayınca keşke... yerine iyi ki... diyebilirim.

Herkese güzel bir akşam diliyorum, sevgiler:)

10 yorum:

SeViL ( sevdalitatlar ) dedi ki...

Sofrada bir tek ben eksiğim...
Eskişehir imin çıtır çıtır simidinden kapıp geliyorum aaa davet e hiç gerek yok ben gelirim :))

Zehra Gürgen dedi ki...

Bende çok severim bazı akşamlar kahvaltı yapmayı ..
Çok güzel hazırlanmış böyle kahvaltı sofralarına da hiç hayır diyemem..

DEZ dedi ki...

şu sofrayı, o kahvaltı salonlarında donattırıp, doğru düzgün bir şey yemeden kalkanlar da var ama.. (misal; ben =} )

GÜLSÜM dedi ki...

EVET HARİKA GERÇEKTEN.... ALLAH KOLAYLIK VERSİN.... SİZİ ANLAYABİLİYORUM DEMİRBAŞ İŞLERİ BENİDE HİÇ AÇMAZ....

Ballı Cimcime dedi ki...

Sevilcim oooohhh simite dayanamam, sen yeter ki buyur gel canım davete ne gerek var:)

Zehracım kahvaltı hem pratik hem yemek sofralarından daha sıcak geliyor bana, hele bir de kızarmış ekmekle taçlandırılınca:)

Dez'cim İstanbul'a geldiğinde Sarı Kökş'ün veya Hıdiv Kasr'ının bir Pazar brunch'ına katılmanı tavsiye ederim. Bak o zaman kahvaltı keyfinin nasıl müptelası olursun:)

Gülsüm'cüm, meslektaşım çok sağol.. Ne göz nuru ve emek ister değil mi yaptığımız iş; Allah hepimize kolaylık versin canım...

fuat gencal dedi ki...

Blogcu arkadaşım Yeşim Hanım'ın ödüle layık gördüğü 12 kişiden biri olmak beni onurlandı. Kendilerine teşekkür ederim.

Bu ödülü alan kişi de 12 bloga ödül veriyor ve adreslerini yayınlıyor.

Ödüle layık blogları seçmek oldukça zor; çünkü birbirinden güzel yemek blogları var. Hepsi de ödüle layık; ama kural gereği 12 blog seçtim.

Seçtiğim blogları, başarılarının devamı dileğiyle aşağıda yayınlıyorum.

Saygı ve sevgilerimle.

Ballı Cimcime dedi ki...

Fuat Bey, beni çok mutlu ettiniz 12 güneşli ödülden birini bloguma yolladığınız için; ben de sizi tebrik ederim güzel blogunuz ile aldığınız ödül için... Bakalım ben nasıl karar vereceğim 12 blogspota; içlerinden biri sizin blogunuz olursa kural bozulmaz değil mi? Şifalı tariflerinizi çok beğeniyorum; yüreğinize sağlık ve tekrar teşekkürler, değerli paylaşımlarınız için...

HUYSUZBALIK dedi ki...

Ben de bayılırım kahvaltı sofralarına günün hangi saatinde olursa olsun. Bu arada hangi firma acep ben de roche da çalışmıştım 5,5 yıl :) Sevgiler...

defne dedi ki...

kahvaltı van'dan galiba? bir gün gidip vanda kahvaltı yapmak istiyorum.
okuyunca dedim ki, inşallah ben doğru bir karar veriyorumdur bugünlerde, inşallah...

Ballı Cimcime dedi ki...

Esinciğim GSK desem:) Çok yakınmışız tatlım, keşke o zamanlarda karşılaşsaymışız değil mi?Sevgiler...

Defneciğim Van'ın kahvaltı sofrasını bizzat yerinde tatmayı çok istiyorum, kısmet... Verdiğin kararlar hep doğru olandır inşallah canım, sevgiler...