Geçen hafta içi 2 gün izin alan diğer günlerde de öğlenleri ortadan kaybolan anne kızıyla bol gezmeli aynı zamanda deneme sınavlı zamanlar geçirirken; sınav heyacanıyla bolca koşturan yavrusunun Pazar günü de aniden bastıran yağmurun etkisiyle üşüyüp rahatsızlandığını farkedemez. Haftanın ilk günü eve gittiğindeyse kızı hem öksürüyor hem de ateşlenmiştir. Parasetemol tarzı bir ilaç verir, ada çayı kaynatır, fakat keyfi hiç kalmamıştır. Aniden kısılan sesiyle kızı teknoloji tasarım dersinden beyaz önlük süslemesi ödevi olduğunu söyler, Çarşamba günü karnesine not olarak yansıyacağını da ekler.
Peki şimdiye kadar nerdeydin, niye daha evvel söylemedin?'e karşılık, "sınav yüzünden unuttum" diye cevaplar. Saat 19,00'u geçmiş terziler neredeyse kapanmak üzeredir. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmura inat Anne site içindeki iki terziyi de dolaşır; alt tarafı istediği beyaz bir kumaşın mutfak önlüğü şeklinde etrafının biyelenmesidir. Sonrasını da kumaş boyasıyla veya süslerle Çarşamba'ya yetiştiririz, der. Fakat ikisi de birazdan kapatacaklarını söyler ve kabul etmezler. Anne dikişten anlamadığına veya dikişten anlayan birilerinin çevresinde olmayışına içten içe hayıflanır. Bu arada sicim gibi yağan yağmur nedeniyle silecekler yetişmediğinden, sinir katsayısı da fazlasıyla yükselmiştir. Annesinin son dakika sürprizlerinden hiç hoşlanmadığını bildiği halde, okulun kapanmasına azıcık bir zaman kalmışken "ödev bu, not verilecek, yapmak zorundayım ne yapayım" diyen kızı iyice ortamı gerginleştirmiştir. Üstelik artık burnu da akmaya başlamıştır:((
Anne terzileri dolaşıp eve geldiğinde elinde bir mutfak önlüğü, bir beyaz kumaş, halledilememiş bir ödevin stresi, ıslak ceketinin ruhuna yansıttığı kızgınlığı artık gizleyememektedir. Eşi gayet sakin "Hayatım yarın sabah verirsin üzülme der", kızı "nasıl yetişecek daha kumaş boyaları alınıp boyanacak!". Anneyse hiç cevap vermez; sakince odasına gider, üzerini değiştirir, yemekleri ısıtır, sofrayı hazırlar. Yemek esnasında "nasıl yapıcaz anne?" diyen sabırsız kızına; yarın sabah işe giderken önlüğün dikilmesi için terziye bırakırım akşam gelirken de boyaları alıp, akşam bitiririz sen merak etme! der ve kızının içini rahatlatıp konuyu kapatır. Yemekten sonra güzel bir Türk kahvesi yapar ve yaşadığı stresi üzerinden atmayı bir nebze de olsun başarır...
Ertesi sabah babasıyla çıkan kızı rahatsız olduğu için anneanneye bırakılmış, anne evde önlük kumaşıyla gideceği terziyi düşünmektedir. Biraz geç çıkmalıdır ki; terziler yağmur yüzünden işyerlerini henüz açmamış olabilirler diye düşünür. Haklıdır da; arabaya hızla koşar ilk terzinin yolunu tutar, sonuç sıfır; kepenkleri hala kapalıdır. İkinci terzi için sitenin arka tarafını dolaşır. Trafik yağmurdan dolayı berbattır, en çok kzıdığı şeyi yapıp kaldırıma parkeder koşa koşa terziye ulaşır, evet stres volümü artmaya başlamıştır. Neyse ki bu terzi açıktır. Önlük örneğini verir, kısa bir tarifle açıkladıktan sonra akşam alacağını söyleyip çıkar. Yağmur, çamur, trafik derken 09,25'de işyerine ulaşır. Hemen internetten kumaş boyası alabileceği yerleri öğrenir ve yakın bir kırtasiyeden çeşitli renklerde boyaların siparişini verir. Sonra kızını arar durumu anlatır; keyfi yerine gelen küçük hanım bu sefer de öğretmenlerinin fırçalı kumaş boyası yerine sıkmalı kumaş boyası tavsiye ettiğini, güzel bir resim şablonu da bulması gerektiğini söyler. Masasından göz ucuyla cama bakar rahmet öyle bereketli yağıyordur ki onun sesinden, burnunu çeke çeke konuşan kızının sesini bir an yeterince alamaz ve az önce söylediği cümleye cevaben; bu saatten sonra istediğin kumaş boyalarından bulamam, elindekilerle yetinmen gerek! derken sesinin tınısı yükselmiş, ilacını içmeyi unutma sakın! derkense sesini yavaşça yumuşatarak; iç ki akşama ödevini güzelce bitirelim olur mu? diye eklemiştir; gökyüzü tonlarına bürünmüş bir ruh haliyle...
Tabi bu konuşmadan sonra Annemizin sabrını zorlayan görevi henüz bitmemiştir; hala iş çıkışı terziden alınacak beyaz önlüğün üzerine çizilecek şirin bir resim şablonuna ihtiyacı var ve fırça kumaş boyasıyla ilgili püf noktalarına da...
6 yorum:
Okurken ben gerildim...
Allah kolaylık versin...
Teşekkürler canım, minicik bir hikaye bile anneliğin ne zor zanaat olduğunu gözler önüne seriyor değil mi? Ben önlük temamız Şeker Kız Candy mi Çakıl mı olsun diye düşünürken babamız dışardan gözlemlemekle yetiniyor, ooohh keyiff...
ben gülümseyerek okudum hikayeni. Anne olmanın inanılmaz zor ama bir o kadar da güzel ve vazgeçilmezliğini öyle güzel yazmışsın ki...umarım notunuz iyi olur
Teşekkür ederim canım, bunca emekten sonra 100 almazsa soluğu okulda alırım herhalde:)) Sevgilerimle...
gülümseyerek okudum yazınızı iki yetişkin kız annesi olarak , kızlarımla yaşadığım okul dönemler ine benzettim...keyfini çıkartın öyle çabuk geçiyorki zaman...ellerinize sağlık çok güzel bir ödev olmuş benim notum tam puan:)
"Öyle bir geçer zaman ki..." Gerçekten öyle değil mi? Kızım ne zaman dersleri ödevleri konusunda ısrarcı ve sabırsız davransa hemen ben de okul dönemlerinde annemi böyle yoruyordum herhalde, kadıncağız hem çalışıp hem bize yetişmeye çalışıyordu diyorum. Ben yanarım yavruma yavrum yanar yavrusuna misali, devran dönüp duruyor işte... Bütün çocukların bahtları güzel olsun, sevdikleriyle hep yüzü gülsün. Tam puan için çok teşekkürler, Sevgilerimle...
Yorum Gönder