29 Nisan 2010 Perşembe

Güneşli bir günden Merhaba...

Bana hoşgeldin mesajları gönderen ve beni özleyenlere öpücüklerimi yolluyorum, sabah sabah güzel yorumlarınızla mutlu oldum çok teşekkürler. O harika paylaşımlarınızın bazılarını kaçırmış, çok fazla yorum bırakamamış olsam da fırsat buldukça takip ettiğimi biliyorsunuzdur sanırım. Emin olun her boş vaktimde artık buralardayım:) Bu arada benim de güne dair kısa kısa notlar düşeceğim bir cik cik sayfam var ama bir türlü bloguma ekleyemiyorum "Follow Me" linkini haberiniz olsun:)

Yaşamaya Dair

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile,

mesela,

zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

Nazım Hikmet

2 yorum:

nesrin dedi ki...

Cok güzel bir siir.Daha önce duymamistim.Tesekkürler.Geri döndügüne sevindim.Berlinden sevgiler...

Ballı Cimcime dedi ki...

Nesrincim beğenmene sevindim, gerçekten çok güzel bir şiir.. Ben de sana İstanbul'dan kocaman sevgilerimi, selamlarımı yolluyorum canım:)